16.12.2024
Tire Birgi Gezisi
29 Kasım 2024 tarihinde Tarih ve Kültür Topluluğu bünyesinde düzenelen Tire-Birgi gezisine Türk İslam Arkeolojisi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Sema Küskü ve Tarih Bölümü öğretim elemanlarından Arş. Gör. Dr. Ayşe Güher Gülaçar katılım sağlamıştır. Öncelikle Birgi’de Aydınoğlu Mehmet Bey Camii, İmam-ı Birgivi Medresesi, Çakırağa Konağı ve kent meydanı dolaşıldı. Birgi’nin tarihi bundan 700 yıl öncesine dayanırken, Birgi’deki ilk yerleşimin izleri ise MÖ. 3000’li yıllara kadar uzanıyor. Sırasıyla Frig, Lidya, Pers, Bergama, Roma ve Bizans hakimiyeti altına giren Birgi, Bizans döneminde Pyrgion adını alıyor ve altın çağını Aydınoğulları Beyliği ile yaşıyor. Aydınoğlu Mehmet Bey tarafından 1308’de kurulan Aydınoğulları Beyliği’nin bir zamanlar başkentliğini yapan Birgi, döneminin kültürde ve bilimde en önde gelen şehirlerinden biri haline geliyor. Aydınoğlu Mehmet Bey’den sonra beyliğin merkezi Birgi’den Selçuk’a taşınmış olsa da beyliğin kuruluşu Birgi’de gerçekleştiğinden manevi başkent olma özelliğini hep koruyor. Zaten Aydınoğulları Beyliği’nin önde gelenlerinin türbeleri de burada yer almaktadır. Aydınoğlu Beyliği kesin olarak 1426’da Osmanlı topraklarına katılsa da Birgi 17. yüzyıla kadar önemini sürdürmeye devam ediyor. Aydınoğlu Mehmet Bey Cami veya halk arasında bilinen ismi ile Ulu Cami ise, 1312-1313 yılları arasında Aydınoğulları Beyliği’nin kurucusu Mehmet Bey tarafından yaptırılmış cami Anadolu’daki beylikler döneminden kalma en eski camilerinden biri olması ve Selçuklu mimarisinin özelliklerini yansıtması nedeniyle önemli bir yapı. Caminin en özel parçaları çinilerle kaplı minaresi, çinili mihrabı ve Türk ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden olan, çivisiz geçme tekniğiyle ceviz ağacından yapılmış minberi. Caminin hemen yanında da Aydınoğlu Mehmet Bey’in Türbesi ile Gazi Umur Bey, İsa Bey, Bahadır Bey gibi Aydınoğulları Beyliği’nin hanedan üyelerinin mezarları bulunuyor.
Akabinde ise Tire merkezinde bulunan Kent Müzesi gezilerek bölge ile ilgili bilgiler edinildi. Tire Müzesi iki bölümden oluşuyor, arkeoloji bölümünde M.Ö. 3500 ile M.S. 1100 yıllarına ait heykeller, mezar stelleri, mermer masa ayakları, mermer ve pişmiş toprak lahitler, cam eserler, pişmiş toprak yağ kandilleri, sikkeler, bronz yağ kandilleri ve gümüş sikkeler sergileniyor. Bir başka ziyaret yeri olarak Necip Paşa Kütüphanesi önemli görülmektedir. Kütüphane, 1827 yılında II.Mahmut dönemi devlet adamlarından Necip Paşa tarafından klasik Osmanlı mimarisi tarzında yaptırılmıştır. Bu tarihi kütüphanede 12. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar olan yüzlerce eşsiz yazma ve basma eser bulunuyor.
Bir başka ziyaret yeri ise Yahşibey Camii olarak da bilinen Yeşil İmaret Zaviyesi, İlk Dönem Osmanlı yapılarından biri. Geçtiğimiz yüzyılın ortalarında, yaklaşık 40 sene boyunca müze olarak değerlendirilen yapı, bugün cami olarak kullanılıyor. Zaviye, 2.Murat’ın kumandanı Halil Yahşi Bey’in girişimleri ile inşa edilmiş. Kitabesi günümüze ulaşmadığı için mimarı hakkında kesin bir bilgi söz konusu değil. Gezi boyunca ayrıca Kutu Han, Tire Yeni Camii, İbni Melek Türbesi, Tahtakale çarşısı gezilmiş sonrasında Tire Derekahvede dinlenme zamanı ile tamalanmıştır.